TFF-F.Bahçe kavgası danışıklı dövüş(mü?)

Serdar Ali Çelikler yazdı

TFF-F.Bahçe kavgası danışıklı dövüş(mü?)

FUTBOL Federasyonu Başkanvekili Servet Yardımcı, UEFA’nın merkezinde Infantino ile görüştü. Görüşme sonunda “Bu işi çözdük. Kimseye ceza gelmeyecek” minvalinde bir açıklama yaptı. Infantino bir gün sonra “İş bitti şeklindeki haberler doğruyu yansıtmıyor” anlamına gelecek karşı demeç verdi. Trabzonspor ayağa kalktı,“Siz kimin federasyonusunuz. F.Bahçe’yi kurtarma işini mi yapıyorsunuz?” dedi. Sonra TFF Genel Kurulu’nda Trabzonspor Başkanı TFF’yi bir takımı kurtarmaya çalışmakla suçladı. TFF Başkanı da “Takımların cezaları bizi ilgilendirmez. Bizim UEFA’daki girişimlerimiz Türk futboluna bir ceza gelmemesi içindir” dedi. Ertesi gün F.Bahçe, Trabzonspor Başkanı Hacıosmanoğlu ve Haluk Ulusoy’un yanı sıra TFF’ye de ‘çaktı.’

F.Bahçe’nin açıklamasındaki en liginç detaylardan ikisi şunlardı:

1- Ceza yersek suçlu TFF’dir.
2- TFF, UEFA’dan randevu dahi alamadı.

***

Bir kere Servet Yardımcı’nın Infantino ile görüşmesi gerçektir. Infantino da açıklamasında bunu reddetmemiştir. Görüşmenin içeriğini düzeltme ihtiyacı hissetmiştir. Dolayısıyla F.Bahçe’nin dediği gibi “TFF, UEFA’dan randevu dahi alamamıştır” tam anlamıyla doğru bir bilgi değildir. Öte yandan Yardımcı dışındaki ulaşabildiğimiz, konuşabildiğimiz TFF mensupları UEFA’nın ceza vermeyeceğini; kurumların bu sorunları çözdüğünü off the record söylüyorlar. Buradan F.Bahçe’nin “Ceza yersek suçlu TFF’dir” açıklamasını irdeleyecek olursak şu sonuca varırız: F.Bahçe TFF’ye “Bakın bize çözdük rahat olun diyorsunuz. Eğer bir ceza alırsak sorumlusu sizsiniz diyerek kamuoyumuzun tepkisini size yöneltiriz.”

Yani açıklama savaşları F.Bahçe açısından dışarıya “TFF yanımızda falan değil. Tam tersine karşımızda” imajını yayma üzerine gibi görünüyor. Bu demeç savaşları TFF açısından ise iç kamuoyunda tepkiyi azaltma nesnesi olarak kullanılacaktır. UEFA’dan ceza gelmezse eğer, F.Bahçe, “Her şeyi biz çözdük. TFF’ye rağmen suçsuzluğumuz kanıtlandı” diyecektir. TFF ise olası tepkilerde “Kardeşim biz bir şey yapmadık. Biz devreye girmedik. Baksana zaten F.Bahçe devamlı bize ‘çakıyor’” argümanına artık sahiptir.

Yok ceza gelirse Fenerbahçe Başkanı suçlama listesine kendisi dışında yeni bir isim ekleyecek. Demirören de Trabzonspor başta kendi kamuoyuna “Gördünüz mü. Biz karışmadık diyorduk siz günahımızı alıyordunuz” diyecektir. Her durumda iki taraf için belli kazanımları olan bir savaş ancak danışıklı dövüş olarak adlandırılabilir. Ben TFF ile F.Bahçe kavgasının böyle okunması gerektiğini düşünüyorum.

Olimpiyat ve Turkcell

Çarşamba sabahı Turkcell’in ev sahipliğinde bir grup gazeteci arkadaşım ile birlikte bir basın toplantısına katıldım. Toplantının amacı Turkcell’in Yüzme ve Atletizm Federasyonları ile birlikte yürüteceği yeni tip sponsorluğun tanıtımıydı. Bilhassa “Yeni Tip Sponsorluk” dedim çünkü bu durum gerçekten yeni bir işbirliğini kapsıyor.

Turkcell Kurumsal İletişim Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler’in anlattığı yeni tip sponsorluğu şöyle özetleyebilirim: Turkcell iki federasyona toplam 28 milyon TL’lik bütçe ayırmış. Bu girişimi destekleyen Suat Kılıç da bakanlık bütçesinden 28 milyon TL daha destek sözü vermiş. Fakat bu yeni projede eskiden olduğu gibi şirket parayı verip çekilmeyecek. Federasyonlar; spor bakanlığı ve Turkcell profesyonellerinden oluşacak bir komite bu parayı yönetecek ve denetleyecek. Böylece eskiden olduğu gibi bir tesis yapılıp gerisi komisyonlarla ceplere girmeyecek. Daha da önemlisi yatırım sadece düz; olması gerektiği gibi sadece tesis harcamalarına harcanmayacak. Dünyada sadece 9 tane bulunan Uluslararası Yüksek Performans Merkezleri’nden biri de ülkemizde kurulacak. Ayrıca atlet ve yüzücü eğitecek hocaların uluslararası şampiyon yetiştiren hocalar tarafından yeniden eğitimden geçirilecek olması. Bir nevi doktora programı yani. Michael Phelps gibi efsanevi bir yüzücünün hocası olan Bob Bowman yeni Phelps’leri belki kendisi yetiştiremeyecek ama Bowman’ın rahle-i tedrisatından geçen bir Türk hoca madalya canavarı bir Türk yüzücü yetiştirebilecek. Hem Yüzme Federasyonu Başkanı Ahmet Bozdoğan‘ın hem de Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi‘nin hoca yetiştirme konusuna verdikleri önemi memnuniyetle duydum. Ayrıca her iki federasyon başkanı da yarışma katılımı ve yarışmacı sayısının artması konusunda isteklerine de şahit oldum. Turkcell’i de bu projeye desteği açısından Spor Bakanı Suat Kılıç’ı da tebrik etmek lazım. Terzi ve Bozdoğan’ın dediği gibi artık bu iki federasyonun başarısızlık lüksleri yok. Umarım bu tür işbirlikleri başka şirketler ile diğer federasyonlar arasında da tesis edilir.

***

Olimpik federasyonlardan söz açılmışken Akdeniz Oyunları’nda yarışacak sporculara başarılar dilerim. Umarım Mehmet Terzi’nin 15 madalya hedefi tutar. Umarım uzun zamandır madalya alamadığımız havuzdan bu kez başarıyla çıkarız.

Başa dön tuşu