“Terim, Taksim gibi”

New York Times’tan ilginç benzetme…

New York Times'dan ilginç benzetme...

ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times yazarlarından Rob Hughes, İstanbul’a geldi ve Galatasaray Başkanı Ünal Aysal ile bir röportaj yaptı. Taksim’de Gezi Parkı olayları sırasında gerçekleşen söyleşide birçok şaşırtıcı ifade yer aldı. İşte Hughes’un Aysal ile yaptığı röportaj ve İstanbul’daki futbol ortamı ile ilgili yaptığı dikkat çekici tespitler:

“Taksim Meydanı polis ile çatışmacılar arasında geçen bir geceyi yaşamıştı bir gün önce. Ama şehrin dışında, havaalanına doğru, Ünal Aysal seçimler öncesinde son haftasına sakin bir şekilde hazırlanıyordu. Aysal 72 yaşında. 23 farklı iş kolunu yönetiyor, gaz ve elektrik şebekeleri inşa ediyor ve turizm ile de ilgileniyor. Onun biricik kızı, Alin, 14 aylık. Daha önceden yaptığı evlilikten meydana gelen torunundan küçük. Fakat onun asıl tercihi Galatasaray ile zamanını geçirmek. Galatasaray onun okulu, kulübü, tutkusu, takıntısı…

“ÇOK YAŞLI OLDUĞUMU DÜŞÜNDÜM”
Galatasaray’ın antrenman tesislerinde bulunan odasında masaya geçti ve “Size açık olmam gerekirse” dedi Aysal, “Başkan olmamı istediklerinde çok yaşlı olduğumu düşündüm. Galatasaray sadece bir futbol kulübü değil. 1481’de başlayan bir okul, sportif tarafında ise çok fazla sayıda akademi ve birçok farklı spor alanında etkili” Ve fazlaca borç. “Galatasaray” dedi Aysal, “Mülk zengini. İstanbul’un birçok yerinde mülkümüz var, dünyada 25 milyon taraftarımız var. Fakat ben bu göreve geldiğimde kulübün 328 milyon dolar borcu vardı.” Aysal bu durumu tek bir tamlama ile anlattı: “Yanlış yönetim.” Hukuk mezunu fakat iş dünyasında kendi kaderini çizdi. Büyükbabasından milyar dolarlar gelerek Chelsea, Manchester City, Paris Saint-Germain ve şimdi de Monaco’da olduğu gibi kulüplere saçan bir zengin değil. Aysal, Galatasaray’ın para ödeyen 12000 üyesine cevap verebilecek bir noktada. Bu üyeler Aysal’ı, 75 akademisi olan, sadece Türkiye’de de değil, Avustralya, İngiltere, Almanya ve Hollanda da tesisleri bulunan kulübü yapılandırmaya devam etmesi için kesinlikle tekrar başkan seçecek.

“YÜZLERCE MİLYON HARCAMIYORUM”
“Ben buranın sahibi değilim” diyor Aysal. “Patron değilim ve yüzlerce milyon harcamıyorum. Burada bir yapı oluşturmak için bulunuyorum. Gerçekçi olmalıyız, şeffaf olmalı, kendimizi iyi anlatmalıyız. Bunun için uğraşıyorum, bedelini de ödüyürum çünkü hergün yeni bir durumla karşılaşıyorum. İş dünyasında bir temsilci görevlendirebilirim, fakat sadece zamanımın yüzde 10’unu ailem ile geçirebiliyorum.” Şu anda tekrar seçilebilmek için uğraşsa bile, Galatasaray’a hizmet vermeyi sürdürüyor. Bir ziyaretçi Fildişi’nin Aslanı, Chelsea ile Şampiyonlar Ligi’ni kazanmış ve şu anda Galatasaray için ter döken Didier Drogba’dan bahsettiğinde onun yüzünü görmelisiniz.

“BİZ AKDENİZ İNSANIYIZ”
Aysal’ın gözlerine sahadaki savasçı, şimdi de çizgideki patlayıcı figür Fatih Terim’den bahsederken de bakmalısınız. Aysal onu tekrar teknik direktör olarak takımın başına getirdi ve takım Türkiye’de şampiyonluğu kazanırken, Manchester United ve Real Madrid’i Şampiyonlar Ligi’nde mağlup etti. “Biz Akdeniz insanıyız” diyor başkan, oyuncularına çizgiyi geçmeleri için ekstra bir motivasyon sağlaması gerektiğinde.

“TERİM, TAKSİM MEYDANI GİBİ”
Onun motivasyon sağlayıcısı, Terim, son zamanlardaki Taksim gibi. Tahmin edilemez, değişken, ateşli. Oyuncular mesajı alıyor, Arjantin’den, Kamerun’dan, İspanya’dan ya da 7 yaşında başladığı Galatasaray akademisinden gelmesi fark yapmıyor. Barcelona’da ‘Bir kulüpten daha fazlası’ mottodur. Bu Galatasaray’a entegre edilmiş durumda ve eğitim tabanından gelenlerle birlikte komşularını hızlı bir şekilde geçerek en önde gelecek bir takım.

“ÇOK AZ DERBİ BU KADAR YIRTICI”
İstanbul’da futbol coğrafik olarak da bölünmüş. Bir Galatasaray öğrencisi, Ali Sami Yen, 1905’te edebiyat sınıfında otururken bir gutbol takımını başlattı, 2 yıl sonra da rakip olarak şekillenen Fenerbahçe oluşturuldu. Aynı şehirde oluştular, fakat Boğazın farklı yakalarında yerleştiler. Galatasaray Avrupa tarafında, Fenerbahçe ise denizin karşısında Asya’da. Dünyada başka hiçbir derbi faklı kıtalarda oynanmıyor ve çok azı bu kadar ‘yırtıcı’ bir rekabete sahip. Geçen ay karşılaştıklarında, Fenerbahçe’nin Galatasaray’ı geçmesi için çok geçti. Drogba penaltı kazandı ve Türkiye’nin en iyi hücumcusu, Burak Yılmaz golü attı. Sonrasında Kamerun’un sürekli dolaşan forveti Pierre Webo attığı 2 gol ile derbiyi takımına kazandırdı. Galatasaray ligi 10 puan ile açık bir şekilde kazandı, fakat Boğaz’ın diğer kıyısında o gece fazla tepki verilmedi.

“İKİ BAŞKAN AYRI YOLDAN YÜRÜYOR”
Şimdi, iki takım da gelecen sezona hazırlanırken ve Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmak için ne yapabileceklerini planlarken, iki başkan ayrı yoldan yürüyor. Aysal planını; eski tarz, amatör bir oyun oynayanlardan önce ortaya koyuyor. Fenerbahçe’nin lideri, Aziz Yıldırım, UEFA tarafından Disiplin Kurulu’na sevkedildi. Komite takımı da suçlamalara dahil etti ve bir diğer İstanbul kulübü Beşiktaş da 2 yıl önce şike suçlamasında adı geçen kulüplerdendi. Yıldırım tutuklandı ve bir süre hapite kaldıktan sonra serbest bırakıldı.

“HAKEM YÖNETİMİ HAKKINDA VİDEO HAZIRLATTIM”
“Avrupa’dan çok uzun süre uzak kaldık” dedi Aysal. “Bu yıl çeyrek finale yükseldik ve Real Madrid ile oynadığımız maçta hakem yönetimi hakkında bir video hazırladım. Bu işi ilerletmedim, fakat futboldaki en büyük markanın bir turnuvası bu. Gerçek olmaya çalışıyoruz ve kendimizi iyi anlatmaya çalışıyoruz. Bunlar aklı-selim hareketler.” “Avrupa’da daha büyük rolümüzün olmasını umuyoruz” Başkan saatine baktı. Eve torunundan daha küçük olan kızının yanına mı gidecekti? Hayır, uçak bekliyordu. Basketbol takımı da Türkiye şampiyonu olmaya çalışıyordu. Galatasaray bütün tutkusunu ‘tüketiyordu’.”

(Sporx)

Başa dön tuşu