Real’liler; Barça’lılar, Chelsea’liler Ay-Yıldızla maça gelin

Real’liler; Barça’lılar, Chelsea’liler Ay-Yıldızla maça gelin
Serdar Ali Çelikler yazdı

Türk futbolunun gelecek 10 senede yüzleşeceği en büyük tehlike, çocukların artık Fenerli-Cimbomlu-Beşiktaşlı değil Real Madridli, Barcelonalı, Chelseali olma ihtimalidir.

Berbat futbol iklimimiz; bariz kötü futbol mantalitemiz; mali açıdan başarısız, iflas tehlikesiyle iş yürüten başkanlarımız; olmayan organizasyonumuz; kısıtlı yetenek üretimimiz; kavgadan başka bir şey üretmeyen demeççi yönetici profilimiz ile artık her üçünden biri İngilizce bilen, 12 yaşından itibaren yurtdışına çıkan, futbolun ‘güzel’ yanlarını ancak dışarıdaki maçlarda gören çocuklar ve yeni gençler, büyük futbol ülkelerinin büyük takımlarına meylediyorlar. Haksız değiller.

İşte böyle bir köprü üzerindeyken tamamen devrilip düşmemek için tutunulacak en önemli dal ulusal takımlardır.

İspanya Milli Takımı kendisini İspanya’da görmeyen Katalonya’da ya da Bask’ın başkenti Bilbao’da maç yaptığında o tribünler yine de full doluyorsa;
Brüksel’in kimde kalacağını çözdükleri anda bölünmeyi bayramla karşılayacak Valonlar ile Flamanlar’ın ülkesi Belçika’da bu iki düşman kardeşin tek ortak noktaları olarak milli takımları kaldıysa;
Birbirlerini öldürmeleri ile meşhur İngiliz holiganların tümü milli maçlarında tek bir forma ile maçlara geliyorsa;
50 milletten oluşmuş takımının soyunma odasında Arnavutça’nın hakim dil olduğu İsviçre’de milli maçlarda yer gök kırmızı-beyaza bürünüyorsa;
Hemen hemen her yıl mağriplilerin ya da Afrikalı göçmenlerin büyük isyan hareketlerine kalkıştığı; lig maçlarında tribünlerin dolmadığı Fransa’da bile milli maç statlarında hep bir ağızdan La Marseillaise okunuyorsa;
“Ahlaken çöktüler” deyip kendimizin söyleyip kendimizin inandığı İsveç’in, Danimarka’nın ve Hollanda’nın ulusal maçlarında tribünler silme bayrak renkleriyle donanıyorsa dönüp kendimize şu soruları sormamız gerek: Lafa gelince milliyetçiyiz ya; gerçekten öyle miyiz? Milliyetçiliği vs. bir kenara bırakalım; hadi futbol iklimimizi de sevmiyoruz, ülkemizi de mi sevmiyoruz?

Ülkeyi de sevmiyor olabiliriz, peki futbolu sevmiyor muyuz? Kendinizin, eşinizin dostunuzun, arkadaşlarınızın, akrabalarınızın isimleri de Mehmet’tir; Arda’dır; Gökhan’dır; Hamit’tir; Tolga’dır… Yarın sahaya çıkacak çocuklar; “buraların”; “bu toprakların”; “bizim mahallenin” çocukları.

Onları, ‘bizim çocukları’ yalnız bırakmamak lazım. Ülkeni, futbolu, ‘bizim buralar’ı seviyorsan Realli de Barçalı da Fenerli de G.Saraylı da olsan kırmızı-beyazını giy maça gel kardeşim.

TÜRKİYE – ÇEK CUMHURİYETİ KARŞILAŞMASI 21.45’TE SHOW TV’DE

Başa dön tuşu