İstanbul United ve Süper Kupa finali

Serdar Ali Çelikler yazdı…

Serdar Ali Çelikler yazdı...

HTSPOR / Serdar Ali ÇELİKLER

Türkiye’nin 75 iline sirayet eden Gezi Parkı direnişinde, futbol taraftarlığının etkilerini de sıkça gördük. Çarşı’nın başlı başına fenomen halini aldığı eylemler eksenindeki sloganların; tezahüratların bir kısmı da futbol tandanslıydı. Futbol takım taraftarlarının dayanışma içerisindeki görüntüleri herkesin malumu. Fener-G.Saray-Beşiktaş taraftarlarının aynı anda Kadıköy’deki Boğa Heykeli’nin üstüne çıktığı fotoğraf bir yana, Adana’da Adanaspor ve Demirspor bayraklarının; İzmir’de Göztepe-Karşıyaka flamalarının yan yana gelmesi sosyolojik olarak incelemeye değer görüntüler.

Bu eylemler esnasında 3 İstanbul büyüğünün armasından oluşturulan logosu ile kamuoyuna sunulan ve taraftar birlikteliğini direnişle ilişkilendiren İstanbul United ismi, sosyal medyanın da favorisi oldu. Fenerbahçeliler’in bir kısmını dahi çileden çıkaran 12 Numara adlı oluşumun G.Saray transferi Erman Kılıç’ı tebrik etmesi; karşılıklı jestlerin havada uçuşması tribün barışı adına hiç beklenmedik gelişmeler. Taraftar grupları; 11 Ağustos’ta G.Saray ve F.Bahçe arasında oynanacak Süper Kupa finalini Beşiktaşlılar’ın da katılımıyla “yan yana izleyelim” önerisi getirdiler.

Direniş havası; hak arama eylemliliği güzeldir. İnşallah şu an için öneri boyutunda kalan bu fikir Süper Kupa finalinde hayata geçer. Tüm taraftarların hepsinin aynı anda birlikte maç izlemek isteyeceklerini sanmıyorum. Yan yana oturma pratiğinin de hayata geçmesini beklemiyorum. Ama en azından üç büyüklerin üç büyük taraftar grubu temsilcileri pekala fikirlerini uygulayabilir. Yöneticilerine-biz medyaya-şiddetle beslenen renktaşlarına şahane bir mesaj verebilirler. Sözgelimi 50’şer kişiden oluşan 150 kişilik üç büyük taraftar grubu temsilcisinin bir arada final maçı izlemesi gerçek anlamda İstanbul United’ın ilk zaferi olacaktır. Umarız taraftar grupları samimi olduklarından emin olduğum fikirlerini hayata geçirme anında da başarılı olurlar. İnşallah futbolda şiddete karşı en güzel eylemi yaparlar.

YIKILMAYAN SON KALE FENERBAHÇE, GEZİ’NİN NERESİNDE?
Aziz Yıldırım’ı eleştirince bana “cemaatçi” – “hükümetçi” – “Tayyipçi” diye tepki gösteren küçük bir grup var. Atatürkçü Fenerbahçe’yi ele geçirmeye çalışan tüm odaklara karşı Aziz Yıldırım’ın kulübü savunduğu gibi bir tezleri var. Bu tez sahiplerinin de sloganı “Yıkılmayan Tek Kale Fenerbahçe.”

Başkanlarını eleştiren herkesi yaftalama meraklısı olan bu kesime 2 soru sormak istiyorum:

1-“F.Bahçe bundan sonra her sosyal ve siyasi olayın içinde yer alacaktır” diyen Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe yönetimi Gezi Direnişi için ne demiştir?

2-Acaba size göre yıkılmayan tek kalenin yılmaz savunucusu olan Aziz Yıldırım İhsan Kalkavan ve Mehmet Ağar ile neden sürekli bir iletişim halindedir? Hadi kalkın bi gidip yüzünüzü yıkayın sonra cevap verirsiniz.

TFF KONGRESİNDE KURUL İSTİFALARI İSTENECEK
TFF’nin mali genel kurulunda seçim maddesi yok. O güne kadar Beşiktaş Başkanı da belli olacak. 18 Haziran’daki Genel Kurul’da Yıldırım Demirören’i zor anlar bekliyor. Trabzonspor Başkanı Hacısalihoğlu – G.Saray Başkanı Ünal Aysal ve eğer yeniden seçilirse Fikret Orman çıkıp konuşma yapacaklar. Federasyonu istifaya davet etmeseler bile güvenmediklerini; kurullar başta olmak üzere köklü değişiklikler yapılması gerektiğini söyleyecekler. Bazı Anadolu kulüplerinin de katılımını bekliyorum. Mali kongre olduğu için ibra istenecek. İbra etmeme ya da seçim isteme gibi eylemler beklemiyorum ama oylamaya katılmama gibi çeşitli protestoların olacağını biliyorum. En az 3 büyük kulüpten; birkaç Anadolu kulübünden tepki görerek yeni sezona başlayacak olan TFF’nin yeni sezonda işi çok daha zor olacak.

GÜNDÜZ MAÇI VE İFRATLA TEFRİT ÜLKESİ
Spor Bakanı Suat Kılıç’ın ortaya attığı; derbiler başta maçların birçoğunun gündüz oynanması önerisi tartışılıyor. Gündüz maçlarının Avrupa’da birçok ülkede örnekleri mevcut. Ve fakat tribün şiddetini bitirelim derken tribün coşkusunun kaçmamasını da gözetmek lazım. Ailelerin maça gelmesi konusu ise Telekom-Saracoğlu- Kadir Has gibi medeni statlarda çözülmüş bir konu. Dolayısıyla ifratla tefrit arasında giden bir ülke olduğumuz için korkarım ki şiddet bitiriyoruz diye tribünleri komple bitireceğiz. Neredeyse Ercan Güven’in yazdığı gibi sabah ezanında Hayırsız Ada’da maç oynatmak durumunda kalacağız. Benim fikrim şu: Tribün coşkusunu-tribün eğlencesini bitirmeden şiddeti bitirmenin yolu bireysel cezalandırmadan geçer. 50 bin kişinin içinden 50 holiganı ayırıp 6222’yi sektirmeden uygulayabilirsek 49 bin 950 kişinin saatini değiştirmek zorunda kalmayız. Statları medenileştirirsek kadın seyirci sayısı otomatik olarak artar. Yok o 50 holiganı ayrıştıramaz; futbol dünyamızdan atamazsak gündüz de oynansa Hayırsız Ada’da da oynansa bu şiddet bitmez. Gündüz maçları ise takımlarfutbolcular- yayıncı kuruluş anlaşmasıyla, şiddetten bağımsız bir konsensüs ile oynanır gayet de güzel olur.

TMSF’YE ÖNEMLİ RİCA: MAÇLARI AVRUPA’DA YAYINLAYIN
Sayın TMSF yetkilileri. Ola ki Digitürk satışını ligler başlamadan bitiremediniz. O vakit sizden çok önemli bir ricam var: Bizim lig maçlarımızın özet görüntülerini Avrupa kanallarında yayınlanması için ön ayak olun. Avrupa’da yayınlanmayan; görünür olmayan bir ligden ne oyuncu ithal etmek kolay ne de ihraç etmek. Ligimizi dünyaya açın; görünür kılın.

Başa dön tuşu