G.Saray, Reading ve Finansal Fair Play

G.Saray, Reading ve Finansal Fair Play
Serdar Ali Çelikler yazdı…

HTSPOR

İngiltere’deki Chelsea ziyareti sırasında hem Türk hem İngiliz basınında ilginç bir haber çıktı; “G.Saray, Reading’i alıyor..” Sayın Ünal Aysal da İngiltere’de basın mensuplarının bu yönde sorularını ne doğruladı ne yalanladı. Sayın Aysal ‘finans dahisi’ değil ama gerçek bir iletişim dehası olduğunu tekrar kanıtladı. Sanki böyle bir olasılık varmış gibi imaj yaratmayı bir kez daha başardı.

Tıpkı Divan Kurulu’nda 1.5 trilyona dayanan borca rağmen “Geldiğimizdekinden daha az borcumuz var” imaj çalışmasındaki başarısı gibi.

Hakikaten kendisini kutluyorum, gerçek bir iletişim dehası sayın başkan.

Sanki

· G.Saray Sportif A.Ş daha 1 ay önce KAP’a yaptığı açıklamada kendi ağzıyla, resmen “UEFA’nın Finansal Fair Play kuralları çerçevesine uyamıyoruz” dememiş;

· Divan Kurulu’nda tarihin en büyük borcu açıklanmamış;

· Devre arasındaki 9 transferin gelecekte olası bir ‘transfer yasağı’ ihtimali üzerine yapıldığı dedikoduları almış yürümemiş;

· Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılım olmazsa, sadece sırtta yük olan borç hariç, günlük operasyonel maliyetlerin karşılanmasının bile zora girme gerçeği yokmuş;

· Riva’nın satışı İstanbul yerel seçim sonuçlarına bağlı değilmiş gibi

Reading’in satın alınması kamuoyuna inandırılıyor.

Vallahi de tebrik ederim, billahi de.. Sayın Aysal hakikaten çok ama çok iyi bir kamuoyu oluşturma profesörü.

MANCİNİ GİDER
Ekim ayında Amerika’ya gittim. Amerika’daki Türk kulüplerinin taraftar derneklerinin Estonya-Türkiye maçı için düzenlediği organizasyonunun konuğuydum. O ziyaret esnasında Drogba’nın Amerika’ya gelme ihtimali açıkça konuşuluyordu. Hatta New York Red Bulls takımının bazı oyuncularının sıklıkla oturduğu bir semte gittiğimde “Drogba burada mı oturur yoksa Manhattan’da lüks bir penthouse mu tutarlar” şeklindeki dedikodulara bile şahit olmuştum. Bunları da Faik Çetiner’in kaptanlığındaki programımız Sportürk’te birkaç kez dile getirmiştim.

Şimdi yine yabancı kaynaklarıma; ya da İtalya’da yaşayan Türk dostlarımdan duyduğuma göre Dünya Kupası sonrası Mancini’nin İtalya Milli Takımı’nın başına geçme ihtimali oldukça kuvvetli.

Mancini’nin iyi bir iletişim ağı olması; G.Saray’ın başında Juventus’u elemesi; İtalya’nın EURO 2016 eleme grubunda iyi kura çekmesi ve İtalya Futbol Federasyonu Başkanı Abate’nin Mancini’ye ilgisi bu ihtimali sürekli geliştiren olgularmış. Hatırlarsanız Mancini, mart ayı başında Sampdoria-Livorno maçını izledi. Türk basınına “G.Saray için Gabbiadini’yi izlemek için maçı takip etti diye yansıdı.”

Manolo Gabbiadini için şu an 12-15 milyon Euro arası bonservis değeri biçiliyor. Daha geçen yıl bir stopere 7.5 milyon Euro vermiş (Chedjou); mali durumu yukarıda yazıdaki gibi olan kulüp; yabancı sayısının azalacağı dönemde 12-15 milyon Euro verip stoper alır mı, alabilir mi? Mancini İtalya’nın gelecek vadeden en önemli 3-4 isminden biri olan milli takımla Dünya Kupası’na gideceği söylenen bir adamı daha önce izlememiş midir?

Mancini İtalya’ya G.Saray için değil de milli takım için gitmiş olmasın? Tabii soru sormayı çoktan bırakmış Türk basını için komplo teorisi gibi gelebilir bu yazdıklarım. Ama İtalya’dan bu kadar ciddi duyumlar geliyorken bence Mancini gider.

Başa dön tuşu