Cavcav’dan sağduyu çağrısı

Kulüpler Birliğinin yeni başkanı İlhan Cavcav, ”sağduyu” çağrısı yaptı

Kulüpler Birliğinin yeni başkanı İlhan Cavcav, ''sağduyu'' çağrısı yaptı

Cavcav, son günlerde yaşanan olaylarla ilgili soruları yanıtladı.

Kulüpler Birliği Genel Kurulu’nda yetkilisi bulunmayan Fenerbahçe Kulübü’nün Kayserispor Kulübü Başkanı Recep Mamur’a vekalet vermesinin açıklanması sırasında tartışma çıktığını hatırlatan Cavcav, “Tabii ki Hacıosmanoğlu’nu bir yerde ağabey olarak tenkit ediyorum. Bir insanı gıyabında suçlamaması lazım” dedi.

Sağduyu çağrısında bulunan Cavcav’ın yöneltilen sorulara verdiği cevaplar şöyle:

“NELER YAŞANDI?”

Soru: Kulüpler Birliği Genel Kurulu’nda yaşanan olaylar nedir? Nasıl başladı?

Cevap: Benim şahsen adayım Recep Mamur’du. Fakat Gaziantepspor Başkanı İbrahmi Kızıl da aday olduğunu açıkladı. İki aday hakkında kulüp yetkililerinin düşüncensini alacaktık. Divan başkanı olarak oylama yapacağım sırada Recep Mamur, Fenerbahçe’nin kendisine genel sekreter imzasıyla yetki verdiğini söyledi. Ancak yetkinin Fenerbahçe Yönetim Kurulu tarafından verilmesi gerektiğini arakadaşlar ifade etti. Bunun üzerine çok tatsız bir olay yaşandı. Hacıosmanoğlu da ‘tüm kulüp başkanı buraya geliyor neden o gelmiyor’ düşüncesiyle serzenişte bulundu ve ‘sen neden vekaleti aldın’ gibisinden Mamur’u suçladı. Oylamda vekalet kabul görmedi. Oylama esnasında bilinen tartışmalar başlamıştı. Bunları durdurmak güç oldu. Biri konuşuyor, diğeri konuşuyor…

Bunları durdurmak biraz güç oldu. Hacıosmanoğlu, Mamur ve Kızıl dürüst ve kariyerli insanlar. Tabii ki Hacıosmanoğlu’nu bir yerde ağabey olarak tenkit ediyorum. Bir insan gıyabında kimseyi suçlamaması lazım. O gıyapta bir insanı suçlamak demek biraz bizim edebiyatımıza uyan bir söylem değil. Ama insanlar da söylediklerini geri alamıyorlar. Bunlar geçici olaylar. Kulüpler Birliği Başkanı olarak hem İbrahim Hacıosmanoğlu’nu hem de Recep Mamur’u arayarak basına bu şekilde karşılıklı beyanat vermenin doğru olmadığını söyledim. Bu olayları kapatıp, birlik ve beraberlik içerisinde tüm kulüplerimize yardımcı olmak ilk hedefim.

Soru: Toplantı öncesinde başkanlık düşünceniz var mıydı? Gelişen olaylar mı size başkan yaptı?

Cevap: ‘İlhan Bey onursal başkansın, lütfen bu işi sen üstlen’ dediler. Ben de baktım ki ciddi bir olay var işler karışacak, onun için sırf ortamı yumuşutamak için kabul ettim. Oylamada 17 kulübümüzün de onayını alarak, ben zoraki başkan oldum. Kulüpler Birliğini kuran bir insan olmam nedeniyle başkanlığa mecbur kaldı. Aksi halde birliğin dağılması söz konusuydu. Şimdi üzerime büyük bir yük almış oldum. Elimden geldiği kadar Kulüpler Birliği Vakfını Avrupa’da olduğu gibi daha gerçekçi bir yapıya ulaştırmayı hedefliyorum. Bu yapının oluşabilmesi için yarın yönetim kurulu olarak İstanbul’da toplanacağız. Buraya seçilen kulüp yöneticileriyle, icra kurulu toplantısıyla alacağımız önemli kararlar var. İstanbul’da 13.30’da vakıf binasında toplanacağız. Ben de bu toplantıda düşüncelerimi anlatacağım. İcra kurulunda alınacak kararlarla Kulüpler Birliğini bir istikamete yönlendirmeye çalışacağız.

Soru: Kulüpler Birliğinde sizinle başlayan dönem nasıl olacak?

Cevap: Tartışma yaşanılan ortamda bazıları ‘ben yokum’ dedi. 17 kulüp içinde iki kulübün ‘bundan böyle ben yokum’ demesi hoş bir hava yaratmadı. 60-70 bin lira giderimiz var. Bu da senelik 800-900 bin liraya tekabül ediyor. Kulüpler Birliğini kurduğumuzda sadece genel sekreter ve bir de çalışan bir arkadaşımız vardı. Şu anda mevcutta bulunan arkadaşları tasviye edeceğiz. İstanbul’da bir ofis var, ayda 6 bin avro para ödüyoruz. Burada çalışan dört arkadaş var. İki ayda bir toplanıyoruz. Ankara’da, Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) yanında 300 metrekarelik bir salonumuz var. Başbakan, Bakan ve Spor Genel Müdürü Ankara’da. Başkent olması nedeniyle toplantılarımızı Ankara’da yapmayı düşünüyoruz. Ayrıca, 18 kulübün içinde her kulübe misafir olma düşüncem de var.

Soru: Ligde yer alan kulüp başkanlarının birbirlerini suçlamaları konusunda ne düşünüyorsunuz?

Cevap: Bir abi olarak tüm kulüp başkanlarına önerim ve tavsiyem şudur; bu şekilde birbirlerini suçlamaları birbirlerine hakaret etmeleri yanlış. Büyük kulüplerimiz büyük taraftarlara sahip. Anadolu kulüpleri gibi 3-5 bin kişiye oynayan takımlar değil. Onlar 30-50 bin tarafa hitap eden kulüpler, Türkiye’nin gözbebekleri. Bunlarsız lig olmaz ancak diğer takımlar da hiçbir zaman piyon değildir. Taraftarları galeyana getirecek, onları yönlendirecek beyanatlardan kesinlikle kaçınmalılar. Hatta bu şekilde beyanat veren kim olursa olsun, bunlara mutlaka ceza verilmeli.

Bugün gazetenin birinde okuyorum. Fenerbahçe’nin bir yemeğine bir arkadaşımızın sarı-kırmızılı kıyafetle gelmesi üzerine sayın Aziz Yıldırım’ın, ‘ben sarı-kırmızı’ rengi sevmem’ demesini de yakıştıramıyorum. Buna gerek yok kardeşim. Sen tabii ki sarı-lacivertli bir takımın başkanısın. Sarı-kırmızı, siyah kırmızı takımın formasını, rengini sevmen problem değil ki. Ben senin toplantına gelirken illa sarı-lacivert kıyafet giyerek mi geleceğim? Bunlar ağaza alınmayacak hoş olmayan, Fenerbahçe Başkanına yakışmayan sözler.

Soru: Yeni sezonda statlarda güvenlik kimde olacak?

Cevap: Yeni sezonda yeni bir bilet uygulaması var. TFF, bu konuda ne yapacak, nasıl bu hayata geçirilecek, bilinmiyor. Yarın gündemimizde bir de bu madde var. TFF’nin bunu açıklaması lazım. Statlara kameralar kondu. Kameralarda taşkınlık yapan seyircilerimiz tespit edilerek, yeni kanuna göre mutlaka cezalandırılmalı. Bazı insanlara öyle cezalar verilmeli ki başkalarına örnek olsun. Bu bakımdan kulüplerimizin başından olanların, başkanların çok daha edepli, çok daha onurlu olmaları lazım. Sadece kendi takımları için beyanat verebilirler, başka takım hakkında söylemde bulunmamaları lazım diye düşünüyorum.

Başa dön tuşu