“Futbol kendi sorunlarını çözmeli”

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “Futbolun yöneticisi ben değilim, futbol özerk yapı içerisinde kendi sorunlarına dinamik çözümler bulabilmeli” dedi

Kılıç, "Futbolun yöneticisi ben değilim, futbol özerk yapı içerisinde kendi sorunlarına dinamik çözümler bulabilmeli" dedi

Kılıç, İstanbul’un 2020 Olimpiyatları’na adaylığı için bulunduğu Lozan’da gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Mersin’deki 17. Akdeniz Oyunları’nda yaptığı hazırlıklara dikkati çekti.

Kılıç, son 45 gün kala başladıkları bazı işleri bile tamamlayabildiklerini, stadyumun 300 günde bittiğini, stadyum şantiyesinin 4 ay kapalı kaldığını anlattı.

Oyunlar köyünde 15 gün boyunca yaklaşık 8 bin insana günde 19 saat boyunca sıcak yemek çıktığını belirten Kılıç, ayrıca her gün 17 bin kişiye üç öğün kumanya dağıttıklarını anımsattı.

Kılıç, Akdeniz Oyunları’nın ikinci günü iki bin 600 gönüllünün cep telefonuna, “Güleryüzünüzle dünyayı hayran bıraktınız. Sizinle olimpiyat da alınır, olimpiyat da yapılır” diye mesaj gönderdiğini söyledi.

Türkiye’nin olimpiyat adaylığı konusunda en sıkıntılı konunun ulaşım olup olmadığı sorusunu cevaplayan Kılıç, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin değerlendirme komisyonu raporunda ulaşıma dikkat çekildiğini, İstanbul’da olimpiyat köyü ile tesisler arasındaki ulaşım sürelerinin “iyimser bulunduğu”nun belirtildiğini kaydetti.

Diğer taraftan İstanbul’daki ulaşıma olimpiyat dışında ayrılan bütçenin varlığının da ayrıca bir heyecan meydana getirdiğini ifade eden Kılıç, Marmaray’ın ekim ayında hizmete açılacağını, Atatürk Olimpiyat Stadı’na giden metronun bittiğini, 3. köprüsünün temelinin atıldığını anımsattı.

Olimpiyat köyünün hemen bitişiğinde iki bin 600 yataklı şehir hastanesinin yapımına başladıklarını bildiren Kılıç, 7 Eylül’deki tablo ne olursa olsun bu hastanenin aynı yerde inşa edileceğini söyledi.

İstanbul’a 3. havalimanı yapılması projesine sunumlarda değinmediklerine işaret eden Kılıç, değerlendirme komisyonu raporunda mevcut havalimanlarının taşıma kapasitesinin yeterli olduğu bilgisi bulunduğunu belirtti.

Türkiye’nin 2020 yılına kadar toplam altyapı yatırımlarının planlanan büyüklüğünün 400 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Kılıç, olimpik yatırım bütçesinin ise 2.8 milyar dolar olduğunu hatırlattı.

Kılıç, “Bu yönüyle bakıldığında Türkiye’nin vadettiklerini yapabilirliği çok ileri düzeyde” diye konuştu.

Açıklanan teknik değerlendirme raporlarının aday ülkeler açısından eşit olduğunu ifade eden Kılıç, üyelerde, “Şu aday kent olimpiyat yapamaz” diye bir kanaat bulunmadığını söyledi. Kılıç, “Herkes potanın içinde, üç kent de çok kuvvetli” dedi.

4 MİLYONUN ÜZERİNDE LİSANSLI SPORCU
Olimpik hareketin Türkiye’de olimpik sporcu yetişmesi konusundaki algıları bambaşka bir boyuta taşıyacağını belirten Kılıç, Türkiye’de lisanslı sporcu sayısı 2002’de 278 bin iken şu an bu sayının 4 milyonun üzerinde olduğunu kaydetti.

İstanbul’un 2020 yılı olimpiyatlarına ev sahipliği yapacağının belli olması durumunda Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer kurumlarla birlikte sporcu yetiştirme programı geliştireceklerini anlatan Kılıç, “Aynı yıl içinde 718 spor tesisinin yapımına başlayabilecek bir ülke var mı?” dedi.

Futbol dışı branşlara gazete sayfalarında yer verilmesini özellikle rica ettiğini hatırlatan Kılıç, “Mersin’den döndüm, spor kanallarının ve haber televizyonlarının spor bültenlerinin yayınlarına baktım, içim açıldı. ‘Yorgunluğuma değdi’ dedim” diye konuştu.

Bakan Kılıç, Avrupa Jimnastik Federasyonu Başkanının Mersin’deki tesis için dünyada tek olduğunu söylediğini de anlattı.

MÜSLÜMAN BİR ÜLKE OLMAK
Olimpiyatlar için hazırlık konusunda bir sorunun bulunmadığını ifade eden Kılıç, bugüne kadar halkı Müslüman olan bir ülkenin ilk kez bu kadar ciddi hazırlandığını, kuvvetli hükümet ve kamuoyu desteğinin bu adaylığın arkasında olduğunu kaydetti.

Sponsorların parasal desteğine ihtiyaçları olmadığını ancak onları da potanın içine çekmek istediklerini belirten Kılıç, daha adaylık sürecinde İstanbul 2020 markasının satılabilir bir marka olduğunu da gösterdiklerini ifade etti.

Kılıç, “Demek ki mesele halkı Müslüman olan bir ülkeye olimpiyat vermedikleri meselesi değil. Halkı Müslüman bir ülkenin oyunlara bu kadar kararlılıkla hazırlanıp hazırlanmadığı meselesi” diye konuştu.

Bakan Kılıç, halkı Müslüman bir ülke aynı zamanda laik demokrasiyi içselleştirmiş bir ülke olmanın avantaj olduğunu düşündüğünü de kaydetti.

Türkiye’de geleneksel olmayan atletizm, yüzme, jimnastik gibi bazı spor dallarının biraz daha öne çıkartılması gerektiğini, bunun önlemlerini aldıklarını dile getiren Kılıç, Turkcell’in sponsorluğunu atletizm ve yüzmeye yönlendirmelerinin nedeninin bu olduğunu söyledi.

İyi antrenörlerin yanı sıra iyi salonların da yapılması gerektiğini vurgulayan Kılıç, kendisinin “müteahhit bakan” değil, “ihtiyacı gören bakan” olduğunu söyledi.

Kılıç, “Avantajımız ne? Spor yatırımlarının arkasında duran bir Başbakan var. Spordaki yatırım bütçesinin artmasından da kaygı duymayan, bilakis ’15 kat artırdık’ diye övünen bir Başbakan var. Bu avantaj, ben bu avantajı en iyi biçimde fiilen uygulamaya koymuş olmanın gururunu yaşıyorum” diye konuştu.

Bakan Kılıç, özel sektörün de yatırımlara ve kulüplere sponsorluk yapması için teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.

Mersin’de olimpik branşlarda seyircinin tribünleri hınca hınç doldurduğunu belirten Kılıç, “Mersin’de 200 bine yaklaşan biletli seyirci sayısıyla oyunlar tarihinin biletli izleyici rekoruna ulaştık” dedi.

DOPİNG
Dopingle ilgili bir çalışma başlatılıp başlatılmadığı sorusu üzerine de Kılıç, dopinge “tereddütsüz sıfır tolerans” bakış açısıyla yaklaştıklarını söyledi.

Sporcu, antrenör ve federasyonun doping konusunda birlikte sorumlu olmak durumunda olduğuna işaret eden Kılıç, şunları kaydetti:

“Dünyada artık herkes biliyor ki, doping yakalanamaz bir faktör değil. Bu numune sıklıkları devam ettiği sürece, doping, kullanan herkesin yakalatacağı bir unsur. Herkes bunu bilecek ve buna göre hareket edecek. Bizim yaklaşımımız bu. Ama bize denirse ki ilgili federasyon tarafından, ‘ilave bir kanun çıkarılmadıkça bununla mücadele edemiyoruz’, ilave bir kanun çıkarma yönünde de tedbirimizi alırız. Ama hiçkimsenin görevini yapmayıp da herkesin ‘ilave kanun çıkaralım’ dediği yerde de bu sefer kanunu uygulayan görevini yapmazsa yine bir netice çıkmaz.

Önemli olan şudur, tepeden tırnağa kadar herkesin dopingle mücadele konusunda kararlı olması. Bu kararlılık olduğu takdirde sporcu da buna teşebbüs etmez.”

Doping kullanan sporcu ve antrenörü için milli takımın kapılarının kapatılmasına ilişkin soru üzerine Kılıç, bunun için ne kanun çıkarmaya ne de Bakan talimatına gerek olduğunu belirterek, söyle devam etti:

“Sporcusuna sahip çıkmayan, özensiz davranan, Türk sporunun üzerinde kara bulutlar dolaşmasına neden olan bir antrenörle ilgili federasyonu çok çabuk karar verebilir. Ben bazen bakıyorum federasyon başkanları ve yönetimleri bazı kararlarında çok cesurlar ve çok özerkler, bir karar almak istemediklerinde de son derece bağımlı ve siyaseten talimat bekler bir modda hareket ediyorlar.

Özerkliğin ve sportifliğin gereği neyse, uluslararası prensipleri de nazarı dikkate alarak federasyonların da belki o konularda bize belki bilgiyi aktaran olmaları lazım, bizden talimat bekleyen değil. Riskli kararların yükünü bizim üzerimize bırakıp, popüler ve iyi kararları kendileri deklare etmek gibi bir yola girmemeliler.”

“Basketbol Milli Takımı’nın başına Bogdan Tanjeviç’ten başka teknik direktör getirilemez miydi?” sorusu üzerine Kılıç, teknik direktörlük konusunun çok kritik bir konu olduğunu söyledi.

Kılıç, “Bu süreçler siyasetçilerin değil, teknik anlamda işi bu olan insanların yönetmesi ve belirlemesi gereken süreçlerdir. Benim kanaatim bu. Çok iyi iki isim arasında tereddütte kalırsanız, siyasetçinin görüşüne o noktada, bakanın görüşüne belki ihtiyaç duyulabilir” diye konuştu.

FUTBOL
Türk futbolunun içinde bulunduğu sorunlar ile ilgili soru üzerine de Kılıç, şunları kaydetti:

“Futbolun yöneticisi ben değilim, futbol özerk yapı içerisinde kendi sorunlarına dinamik çözümler bulabilmeli. Bizim görevimiz şu, futbolu siyasi görüşlerle yönetmek değil, futbola, futbolun uluslararası başarılara ulaşmak adına ihtiyaç duyduğu adımlar ne ise o katkıları sağlamak. Planlama, vizyon, gelir kaynaklarının artırılması yönündeki çabalara destek ve tesis altyapısını geliştirmek olabilir.”

Kendisinin yargıya intikal eden konularla ilgili konuşmadığına dikkati çeken Kılıç, “Eğer yargıya intikal eden konularla ilgili ben konuşmuş olsaydım, bu iş bugün daha içinden çıkılmaz bir hale gelmiş olurdu. Yargı ve tahkim kararları, bunlar kendi mecrasında ilerlemesi gereken konulardır. Onun dışında Türk futbolunun devlet ve hükümet desteğine ihtiyaç duyduğu bir konu olursa, biz bize düşen görevin gereklerine bakarız. Ama şu an bizim önümüzde böyle bir ihtiyaç yok” diye konuştu.

Kendilerine kredi borçlarının yapılandırılması, sigorta primlerinin affedilmesi, vergi borçlarının silinmesi gibi taleplerle gelinmemesi gerektiğini de vurgulayan Kılıç, bu gibi yöntemleri Türkiye’nin üç kez denediğini, borçların aynı yöntemle tekrar biriktirildiğini kaydetti.

Kılıç, “Bunu artık yeniden denemeye gerek yok. Böyle bir konu hükümetin gündeminde de yok” dedi.

Spor Kulüpleri Kanunu Tasarısı ile ilgili çalışmalarının da çok istenmediğini anladığını ifade eden Kılıç, kendilerine Türkiye Futbol Federasyonu ve Kulüpler Birliği Vakfı’ndan bir metin gelmediğini belirtti.

Kılıç, “Biz çalışmamızı yaptık. Ama ben yarın, ‘o kanun tasarısını TBMM’ye gönderiyim’ yapmam” diye konuştu.

Bakan Kılıç, bir kanunun uygulanabilmesi için tarafların o kanunu istemesi ve sahiplenmesi gerektiğini kaydetti.

“BİZİM GÖRÜŞÜMÜZ HALEN MAÇLARIN GÜNDÜZ OLMASI KONUSUNDA”
Gündüz futbol maçları oynanması konusundaki soru üzerine de Kılıç, Federasyonun, Kulüpler Birliği Vakfı’nın ve tek tek kulüplerin gündüz maçlarından yana olduğunu belirterek, “Tek kaygıları var, gündüz maçları izlenmez, televizyondan da izlenmez. Dolayısıyla Digiturk kutu satışını sağlayamaz ve gelirler azalır” diye konuştu.

Gelirler azaldığında Bakanlığın karşılamasının söz konusu olamayacağını ifade eden Kılıç, futbolun finansman yönetilebilirliğinin de hesaplanarak hareket edilmesi gerektiğini kaydetti.

Kılıç, “Bizim görüşümüz halen maçların gündüz olması konusunda. Mevsimsel, meteorolojik koşullar dikkate alınarak planlama yapılabilir. Burada yine kulüplerin bu işi sahiplenmesinde fayda var” dedi.

Başa dön tuşu