Yeni yabancı kuralı…

Yeni yabancı kuralı...
Habertürk yazarları, Fatih Terim’in açıklayacağı ‘Futbol Manifestosu’ öncesi buluştu, önerilerini ortaya koydu

Türk futbolu sancılı… Milli Takım, uluslararası organizasyonlara uzak… Kulüpler sıkıntılı… Gözler Fatih Terim’in 6-7 Ocak’ta yapacağı kritik açıklamalara çevrilmiş durumda. Herkes Terim’in ‘futbol manifestosunu’ bekliyor. Biz de HABERTÜRK olarak elimizi biraz çabuk tuttuk, “Çorbada bizim de tuzumuz olsun” dedik, Türk futbolunun daha iyiye gitmesi için elimizi taşın altına soktuk, önerilerimizi ortaya koyduk. Meriç Müldür, Atilla Türker, Önder Özen ve Bülent Yavuz, Hasan Ercazip’in moderatörlüğünde tartıştı, ortaya ilginç fikirler çıktı. Önce ‘büyük resme’ baktık, TFF’nin yapısını masaya yatırdık.

‘ALTYAPININ PARASI TRANSFERE GİDİYOR’
MERİÇ MÜLDÜR: Herkesin birleştiği nokta altyapı. El atılması gereken ilk nokta. Herkes bu işin altyapıdan başlaması gerektiğini biliyor. Ama kimse sabır göstermiyor, herkes günü kurtarmaya çalışıyor.

ATİLLA TÜRKER: Altyapılarda 10 akademik takım var. Hepsinde 2-3 hoca çalışsa, her birine 3’er bin lira maaş versen yılda 1 milyon lira tutar… Bilemedin 2. Oysa en kötü Anadolu takımı naklen yayın geliri olarak 40-50 milyon lira alıyor. Ama transfer kolay geliyor! Sonuçta son 15 yılda Arda ve Emre dışında kimse çıkmamış! Bu nasıl olacak? Merkezi denetim mi olur, Fatih Terim yönetiminde belli sahalarda antrenmanlar mı yapılır bilemem. Altyapılar konusunda belirli zorunluluklar konulur; fizyoterapisti, uzmanı, kadrosu, eğitimi ile 3-5 yıl sonra ürün almaya başlarız. Kulüplere de ilk yıl 1, sonrası 2, 3 diye adım adım giderek altyapıdan yetişen oyuncu zorunluluğu konabilir. 7-8 sezon sonra bunu 5’e çıkarabiliriz.

HASAN ERCAZİP: Federasyonun altyapıya aktardığı paralar nereye gidiyor?

ÖNDER ÖZEN: Sorun denetim. Altyapı fonuna para yatıyor ama kulüpler bunları transfere harcıyorlar. Büyük kulüpler bile 3-4 kez tesis için TFF’den para almış ama tesis yapmak yerine transfere harcamış. Burada TFF’nin denetleyici rolü önemli.

‘MİLLİ EĞİTİM’LE ORTAKLIK ŞART’
HASAN ERCAZİP: Türkiye’nin futboldaki hatta spordaki temel sorunu bence üretememek. Bunu nasıl aşacağız?

ÖNDER ÖZEN: Neden üretemiyoruz? Birincisi eğitim problemimiz var. Öncelikle antrenörü eğitmiyoruz!

MERİÇ MÜLDÜR: 19 milyon genç nüfus varken, hiçbir dalda başarı sağlayamamak garip.

HASAN ERCAZİP: Lisede tam gün süren dersler nedeniyle futbol eğitimimi noktalamak zorunda kaldım. Okul-spor birlikteliğine olanak tanımayan sistem büyük sorun.

ÖNDER ÖZEN: Çalıştığımız kulüplerde aynı sıkıntıyı yaşadık. Milli Eğitim ile işbirliği yapmadan sporda atılım yapma şansın yok. Örneğin çok iyi yetenek taraması yaparsın. Süper de yetenekli oyuncular alırsın altyapıya. Ama çoğunu antrenmana getiremiyorsun. Okul bitiyor 4’te. Bilmem nereden çocuk 3 otobüsle tesise gelecek. Parası yok, simitle geliyor idmana! Ağırlık… Ne ağırlığı, simitle beslenmiş adama ağırlığı nasıl basacaksın? Nasıl kuvvetlendireceksin çocuğu? Bir tane, halı bile diyemeyeceğim, ‘kilim’ saha var. 4’e böleceksin. Saha yok. Okul desteği olmadan, futbolcu yetiştirme şansın yok. Bakın İzmir kadar Danimarka’da Türkiye’nin 7 katı lisanslı sporcu var. Küçücük Finlandiya’da Helsinki’de kuvvet okulu var. Bütün dünyadan kuvvet sporu yapanlar oraya gidiyor. Bizde yok. BESYO’lar bile eğitimde çok yeterli değil. Okullarda akademisyen ve eğitimcinin bile olanakları sınırlı. Bu sebeple eğitim kalitesi yetersiz.

MERİÇ MÜLDÜR: O zaman yabancı sporcu değil, yabancı eğitimci getirmek gerek.



‘TFF’NİN YAPISI MUTLAKA DEĞİŞMELİ’

ATİLLA TÜRKER: Herkes Terim’in açıklamasını bekliyor. Özellikle de yabancı kararını. Ama garip olan şu. Bu TFF 2.5 yıl önce geldi göreve. Aynı federasyon önce 6 yabancı oynattı, sonra 5’e indi. Şimdi yeni bir karar sırada. Yöneticilik çocuk oyuncağı mı? Yönetim neredeyse aynı isimlerden oluşuyor. Ne oldu, hayat görüşü mü değişti bu beyefendilerin! Bence her şeyden önce TFF Genel Kurul yapısı mutlaka değişmeli. 300 delegeyle bu iş olmaz. 100 delege Aziz Bey’in (Yıldırım) elinde, 100 delege G.Saray’ın elinde, diğeri bunun elinde… Federasyon başkanları haliyle Aziz Bey’in, G.Saray’ın gözünün içine bakıyor. Haliyle bu durumda kimse altyapıyı, geleceği düşünür mü? Disiplin, Tahkim ve Merkez Hakem kurulları, belli kulüplerin hegemonyası altında! Ne oluyor? Hak, hukuk, adalet sağlanmıyor. Kaos çıkıyor. TFF kongresi 3-5 bin kişiyle yapılmalı, iş tabana yayılmalı. TFF yönetimi de kulüplerin iki dudağı arasında olmamalı.

BÜLENT YAVUZ: Bu kurullar içinde en yakından ilgilendiğim MHK… Orayı hiç de hak etmeyenler, bu delege yapısı kapsamında MHK üyesi oluveriyor.

ATİLLA TÜRKER: Hocam haklı. Örneğin Zekeriya Alp dönemindeki MHK, 3. Lig’de bile maç yönetemeyen adamlardan oluşuyordu. Aslan gibi FIFA kokartlı adamlar dışlandı.

ÖNDER ÖZEN: En son TFF Genel Kurulu’nda öndeki 16 kişiden, futbolun içinden gelen sadece tek bir kişi gördüm. Fethi Heper… Çoğunluğu iş adamlarından oluşan bir grup. Her iş kolundan insan vardı ama sahadan gelen kimseyi görmedim.

HASAN ERCAZİP: Madem futbolun yönetim modelinden memnun değiliz; madem işadamlarının değil, futbolun ana unsurlarının karar verici olmasını doğru buluyoruz, o zaman TFF Yönetim Kurulu tepede olmak üzere, altına bir lig kurulu modeli düşünülemez mi? Tüm kulüplerden birer tane futboldan gelen ismin yer aldığı, örneğin 18 kişilik bir ekip, ligle ilgili kriterleri belirlese nasıl olur?

ÖNDER ÖZEN: Bu ilginç bir öneri. Daha önce aklıma gelen bir şey. Uygulanabilirse ben buna taraftarım. Yalnız eski oyuncu olması şart değil. Aktif oyuncu olmalı. Yerli, yabancı da fark etmez. Ligi onlar oynuyor. Tam demokratik bir şey istiyorsak; oyuncu, antrenör ve hakemlerden oluşan bir kurul oluşturulabilir. Aktif oyuncu şu açıdan önemli… Eski oyuncunun beklentileri ile güncel oyuncunun beklentileri farklıdır. Aktif oyuncu, aktif hakem ve antrenör, oyuna dair fikirlerle gelir. Oyuna karşı korumacı tavır koyar. Çıkar grubu olarak değil de baskı grubu olarak bu kurul iş yapabilir. O yüzden buna taraftarım.

MERİÇ MÜLDÜR: Yeni bir kurul oluşturulmasına gerek yok ki! Zaten mevcut kurulların da böyle olması gerek! Bizde herkes bir rant peşinde. Kendi işinin reklamını yapmaya, nemalanmaya çalışıyor. Buna yöneticisi de dahil.

ATİLLA TÜRKER: Son 30 yılda TFF yönetimlerinde futboldan gelen kaç kişi görev almış? Gerçek futbol adamlarının dışlandığı bir ortamda, bu dediğini yaptırmazlar. Ellerindeki oyuncağı bırakmazlar.

‘TEKNİK ADAM EĞİTİMİ YETERSİZ’
HASAN ERCAZİP: Türk antrenörler sürekli “Yabancılardan hiçbir farkımız yok” diyor. Bence ‘100 büyük Türk yalanı’ndan biridir bu.

ÖNDER ÖZEN: Maalesef öyle. Antrenörlerimizin eğitimi yetersiz. Özellikle gelişim antrenörlüğü bölümünde eksiğimiz çok. Yarışmacı antrenörlük anlamında Jira eğitimi mesafe aldırdı. Ancak gelişim antrenörlüğü anlamında hala çok gerideyiz. Ben de dahil eğitimimiz eksik. Ben çok basit topla-topsuz dönüşleri bile 39 yaşımda İngilizler’in verdiği Jira eğitiminde gördüm. İngiliz antrenörleri muhafazakar bulurum. Zaten üst düzey İngiliz kulüplerinde ve milli takımda yabancılar çalışıyor. Yani çok ileride değiller. Ancak bilmediğimiz bir çok şeyi, mesela saha kullanmayı İngilizler’den öğrendik.

‘PUANA DEĞİL GOLE PRİM’
Özellikle Anadolu kulüplerinin, 3 büyüklere karşı sergilediği futbol malum… “Defansa kapanayım, tekme atayım, bir gol bulursam puan alayım” mantığı maalesef ligimizde futboldan çok güreş ve tekme izlememizi kaçınılmaz kılıyor. Bu noktada Hasan Ercazip ile Önder Özen farklı bir modeli tartışıyor.

HASAN ERCAZİP: Futbolu çirkinleştiren bu taktik anlayış, TFF’nin ödül sistemiyle de destekleniyor. Örneğin gol atamayan takım para da almamalı. 450 bin TL’lik beraberlik primi, 0-0’lık maçlarda dağıtılmamalı.

ÖNDER ÖZEN: Kesinlikle mantıklı bir öneri. Olabilir. Ama penaltısı verilmeyen, 5 topu direkten dönen takıma da yazık olur!

MHK’NİN BAŞINA MERK GEÇSİN!
Yıllar geçiyor, “Bu hakemlerle lig bitmez” klişesi değişmiyor. Belki sezonlar bitiyor ama hakem kalitesinin giderek gerilediği de su götürmez bir gerçek. Futbolun gelişmesi için hakemlerin de gelişmesi olmazsa olmaz. HABERTÜRK masasında bu kez gündem hakemler…

ATİLLA TÜRKER: Futbol gibi hakemler de kötü yönetiliyor. Bülent Yavuz döneminde çıkartılan 15 hakemle ligler gitti. 4-5 yıl sonra bu isimlerin yaşı dolacak. Türk futbolu, maç yönetecek hakem bulamayacak.

HASAN ERCAZİP: TFF bir ‘hakem okulu’ projesi hayata geçirse, yeni hakemler yetiştirse olmaz mı?

BÜLENT YAVUZ: Ben MHK Başkanı iken Ankara Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi rektörlerine gittim. Öğrencilere hakemliği anlattım. 80-90 kurs talebi geldi. Kursları açtık. Ama adam, “Hocam ben Bilkent Bilgisayar Mühendisliği’nde okuyorum. Mezun olduğumda 6-7 bin liraya iş bulurum. Sen bana 10-20 lira veriyorsun” diyor. O 80-90’dan 1-2 kişi kaldı elimizde. Onlar da hakem olamadan gitti. Öncelikli bakış açısı para!

MERİÇ MÜLDÜR: Bence hakemlerin tek meslekleri bu olacak. Sürekli aynı hakemlerden kurtulacağız. Nasıl olsa hepsi hata yapıyor. Varsın adını duymadığımız adamlar yapsın. Madem eğitimlerinde sıkıntı var, Bülent hoca gibi eğitimci adamlar eğitim verecek. Bir de şu var. Bu işte herkes ceza alıyor. Ama hakem darbe almıyor. Profesyonelliğe geçilirse hakeme para cezası da olmalı.

ÖNDER ÖZEN: Ben profesyonel hakemliğe karşıyım. Eğitimden başka çaremiz yok. Özendireceksin, sevdireceksin önce. Bakın Lig TV bir vizyon mu ortaya koydu, eğri gemi doğru sefer mi oldu bilemem. Dünyanın en iyi hakemini getirdi, yorum yaptırdı. Doğrudur, yanlıştır demiyorum. Bir değişikliktir. Ben Bülent hocaya katılıyorum, MHK Başkanı hakem olacak. Hatta en tepedeki 10 hakemi bulup çıkarmış, onlara sözü geçen biri olmalı. Ya da git Markus Merk gibi FIFA’dan UEFA’dan gelme birini bul. Kıy paraya. Lig TV getirebiliyorsa, TFF de getirir. O adam da kimsenin adamı olmaz. Ben TFF Başkanı olsam başa bir yabancı getirir; altında bir eğitici, bir yönetici, bir de seçici yardımcı belirlerim. Ahmet Çakar’ı atayıcı, Serdar Çakır’ı tarayıcı, Bülent Yavuz’u eğitici yaptın. Markus tepede koruma kalkanı gibi dursun, hesabı soracak olan ona sorsun! Bu durumda hiçbir kulüp başkanı telefonu açıp Markus’a ya da onun gibi birine bir şey diyebilir mi? Ayrıca TFF’nin futbolcu tarama görevlileri yok mu? Hakem tarayıcıları da olmalı.

MERİÇ MÜLDÜR: Eski hakem hocaları ortalığı ayağa kaldırır. Eleştirirler ama topa da girmezler.

BÜLENT YAVUZ: Bence iyi fikir. Cüneyt Çakır’ı karşısına alıp, “Bu maçta kararlarını beğenmedim, bunu bir açıkla” diyebilecek insanların, hakemlerin başında olması lazım! Hadi biri çıkıp çağırsın Fırat Aydınus’u, hesap sorsun. Hodri meydan! Ehil insanların iş başında olmaması bu kanayan yaranın en büyük sebeplerinden biridir.

“PROFESYONELLİK İÇİN ‘MESAİ’ GEREK”
BÜLENT YAVUZ, çok tartışılan profesyonel hakemliğe sıcak bakmıyor. Nedenini ise şöyle açıklıyor: “Haluk Ulusoy beni çağırdı, bu konuyu sordu. 5 yıldızlı bir otel, 2 tane saha, 3 konferans salonu, 4 İngilizce öğretmeni, 5 antrenör istedim. Hakem sabah 9’da gelecek, antrenmanını yapacak. Sonra duşunu alacak, öğle yemeğini yiyecek. Ardından İngilizce dersi alacak, gece video analiz yapılacak! Profesyonellik böyle olur. Ama bakıyorsun, o dönem Serdar Tatlı Urfa’da, Barış Şimşek Trabzon’da, Cem Papila Zonguldak’ta, Kuddusi Antalya’da… Profesyonellikle bunlar orada mı kalacak? Ayrıca adam 45’e kadar hakemlik yapacak. Sonra ne olacak? Bırakınca nasıl yaşayacak?”

YAVUZ’A GÖRE MHK’NİN ACİL EYLEM PLANI
1-) Ehil, karizmatik, vizyonu yüksek, derbi maçları yönetmiş eski hakemlerin yönetici olması gerek.
2-) Artık teknoloji çağındayız. Yeni nesil hakemlerin hepsi bilgisayar kullanıyor, dünyayı takip ediyor. Yöneticiler buna ayak uyduramıyor. Bilgisayar kullanamayan hakem de var. Bu nasıl olacak!
3-) Köhneleşmiş, kendini yenilemeyen eğitim kadrosunun süratle değişmesi lazım.
4-) Tüm Türkiye taranmalı. MHK Başkanı ve onun yöneticileri bütün hakemleri görmelidir.
5-) Dışarıda kalmış çok değerli eski hakemler, hakem hocaları var. Bütünleştirici olunup herkes kucaklanmalı.
6-) Hakeme taç, aut öğretsen ne olur! Süper Lig’e gelmiş bir hakem tacı da bilir, penaltıyı da. Sen stresle başa çıkmayı; medyanın, yöneticilerin baskısından etkilenmemeyi öğreteceksin. Özgüvenli hakem yetiştireceksin.

‘TFF PARAYI EĞİTİME HARCASIN’
MERİÇ MÜLDÜR: Yayıncı kuruluştan Süper Lig’e 410 milyon dolar para geliyor. Bunun yüzde 10’u federasyona gidiyor. Almanya’da bu oran yüzde 2. Madem TFF bu kadar yüksek oranda para alıyor, o zaman hakem eğitimine, altyapı hocalarının eğitimine yatırım yapacak.

“YABANCI SERBESTLİĞİ REKABET GELİŞTİRİR”
Yerli oyuncuların ‘pasaport rahatlığı’ sebebiyle kendini geliştirmediğini savunan Atilla Türker ekliyor: Rekabet, bizim oyuncuları da geliştirir. Yarın gençlerimiz öne çıktığında kötü ürünü kovacaktır.

ATİLLA TÜRKER: Benim duyumum, yeni yabancı kuralının 6+2 olacağı yönünde. Ama bence sınırsız olmalı. Ben futbolsever olarak mecbur muyum ‘kazma’ adamı sadece pasaportu için seyretmeye? Şu an için 4 büyüklerdeki yerlilerin çoğu bana izlerken keyif vermiyor. Yabancı oyuncu gelsin, rekabet etsinler. Sen yurt içinde beğenmediğin yabancı ile rekabet edemeyen yerli oyuncudan ne hayır göreceksin? Önce yeni oyuncuların yetiştirilmesi için adım atalım. Yarınlarda yetenekli gençlerimiz öne çıktığında, kötü ürünü kovacaktır mutlaka. Sırf Türk olduğu için 1 milyon lirayı hak etmeyen adamlar 3-5 milyon alıyor. Sonuçta mecbursun sahada 6 tane Türk oyuncu bulundurmaya.

MERİÇ MÜLDÜR: Yabancı serbestliğine kesinlikle karşıyım. Zaten Milli Takım’a oyuncu bulamıyoruz. Kadrolarda 6-7 yabancı var. Her takımın forveti yabancı, stoperler yabancı. Milli Takım’a Burak ve Umut dışında bir santrfor bulamıyorsun. Sonra devşire devşire bir hal oluyorsun! 11 tane Türk olmayan adamı Milli Takım’da görmek içimden geçmiyor! Atletizmdeki durum ortada. Parayı bastırıp sporcu devşirmeye karşıyım. Devşireceksen de, Bruma gibi 18’inde olan adamı keşfet, Türk yap.

BÜLENT YAVUZ: Yabancı konusu kangren oldu. Kökünden kesip halletmek lazım. Bence serbest bırakılmalı. Milli Takım için oyuncu yetişmiyormuş… Bal gibi yetişir. Sen yetiştirmek için projeleri yap, yetişsin! İngiltere’de, Almanya’da, İspanya’da yabancı serbest değil mi? Oradan milli takım çıkıyor da, bizden neden çıkmasın? Yabancı sınırının milli takımla alakası yok bence. Kriter de konmasını istiyorum. Bavulunu toplayan da Türkiye’ye gelmesin. Yaş kriteri, milli takım kriteri koyalım. Elini sallayan gelirse işin içinden çıkamayız.

MERİÇ MÜLDÜR: Kriter koyarsan kim gelecek? Kaç paraya alınacak o yabancı?

BÜLENT YAVUZ: Alan alacak, alamayan bakacak. O zaman kimsenin konuşmaya hakkı yok. Alamayan altyapıya önem verecek, oyuncu çıkaracak.

‘BEŞİKTAŞ’TA OLSAM DAVA AÇARDIM!’
ÖNDER ÖZEN: Fatih Hoca’nın 7 yıl kontrat yaptığı TFF, 2012’de ne anons etti? ‘Bu yıl 6+2, seneye 5+0+3’ dedi. Sonra da yabancı sayısının kademeli olarak düşürüleceğini söyledi. Bu kurumsal hafıza. Kurumsal hafızaya en başta Fatih Hoca sahip çıkacak. Buna göre çalışan kulüpler var. Sen buna göre çalışanı cezalandıramazsın. Evet, bence sınırsız olsun yabancı. Ama ‘5 sene sonra serbest bırakıyorum’ de, millet ona göre hazırlığını yapsın. TFF 3 sene önce neyi anons ettiyse onu yapmak zorunda. Ben Beşiktaş’ta çalışmaya devam etsem mahkemeye verirdim! Beşiktaş’tan ayrılırken de başkana ‘Ben olmasam da, kuralı deldirmeyin’ dedim. Ama deldirdiler!

YARIN: FATİH ALTAYLI, HALİL ÖZER, SERDAR ALİ ÇELİKLER, FAİK ÇETINER, ALİ GÜLTİKEN, İBRAHIM YILDIZ, KAAN ARK TARTIŞTI “FPDDK KURULMALI” DEDİ

Başa dön tuşu