‘Devrim’; felsefe ve komplo teorileri

‘Devrim’; felsefe ve komplo teorileri
Serdar Ali Çelikler yazdı

ARALIK sonu ile ocak ayının 7’si arasında Türk futbolunu ilgilendiren önemli bir dizi karar açıklandı. Bir dizi girişim; ve bir seminer ile gündemimiz belirlendi. Yabancı sayısı “Devrim” diye lanse edildi. Fatih Terim’in “Felsefe” vurgusu dikkat çekti. Ve elbette ‘komplo teorileri’ havada uçuştu. Üç başlık altında 3 konuyu da değerlendirelim.

DEVRİM ANCAK EKONOMİYLE MÜMKÜN

Dünyadaki tüm ideolojik devrimler ve tüm savaşlar ekonomik tabanlıdır. Devrimin en önemli ateşleyicisi ekonomik buhranlar ya da ekonomik dönüşüm arzusudur. 14 yabancılı yeni sistemimizi yorumlayalım:

-Bu kararın en önemli sebebi, batmış Türk futbolunun serbest ithalat ile tekel haline gelmiş ve enflasyon yaratmış Türk futbolcuların fiyatını düşürme amaçlıdır.

Türk futbolcuların fahiş fiyatlarını geri çekmesi açısından olumlu olabilir ama toptan batmış, hırsız yönetici, komisyoncu hocaların elinde sıfırı tüketmiş futbolumuzun gerçekten uluslararası seviyede endüstriyelleşmesi için tek çıkar yol, mali disiplin kurallarını belirlemek ve tavizsiz uygulamaktır.

-Bu ‘Devrim’in henüz açıklanmayan en eksik parçası, mali disiplinin nasıl sağlanacağı ile ilgilidir. Kulüplere-FIFA ve UEFA’ya, Maliye’ye, oyuncu ve hocalara borcu olanlar transfer yapamayacak deniliyor. Peki şahıslara borcu olanlar yapabilecek mi? Ayrıca vadelendirilmiş borcu olanlar da transfer yapacaksa şimdiden çöpe atın bu kuralı. Bir kulüp düşünelim; vergi borcu dünyayı aşmış ama 5 yıllığına yaymış; FIFA ve UEFA dosyası yok ama oyuncusuna borcu var. Oyuncusundan da imzalı ‘borcum yoktur’ kağıdı almış ama dekont ibra edememiş. Diğer borçlarını da kredi ile kapatıp bankaya borcunu 10 yıla yaymış. Şimdi bu kulüp, bırakın 14’ü 1 tane bile transfer yapmamalı. Yapacaksa ‘geçmiş olsun.’ Batak daha da büyür.

-Çare net. Futbol Piyasası Denetleme ve Düzenleme Kurulu kurulacak. Bağımsız olan bu kurum, kulüplerin ve Federasyonun mali yapılarını denetleyecek. İkinci ve en önemli karar ise Meclis’ten çabucak çıkarılması mümkün olan ‘şahsi sorumluluk yasası.’ Hatırlayalım; bankalar battığında şirkete ortak gözüken herkes; ister profesyonel yönetici olsun ister naylondan yönetim kurulu üyesi olan çaycı, tamamı sorumluluktan yargılandı. Filanca gelecek; kulübe yerleşecek, kulübü batıracak sonra da gidecek devri bitmeli. İddia ediyorum bu yasa gelsin, mevcut yöneticilerin yüzde 90’ı istifa eder. Bu iki gelişme olursa futbol ekonomisi kurtulur.

FELSEFE, YÖNETİME YÖNELDİ

-Fatih Terim, kendi ifadesiyle ‘felsefe sahibi olun’ dedi. Ama teknik adamlara ‘teknik’ bilgileri Wilkinson ile Hollier verdi. Ben teknik olarak hocadan pek bir şey duymadım. Kendi açımdan tek dikkat çeken ‘teknik detay’; “Göreve geldiğimde 14-15 takımın hocası yabancıydı. Şimdi 14-15’inin teknik adamı Türk. Artık ağlamayı bırakın da bir şeyler yapın” mealindeki çok doğru tespitiydi.

-Ama Terim, yapısal sorunların neredeyse tamamına değindi. En dikkat çekici konu TFF’nin ve kurullarının yaptırım gücünü kullanmaması ile ilgili olanıydı. Açıkçası “uygulama” yapmazsanız kuralların anlamı kalmaz dedi.

-Demirören yönetiminin yapması gerekenleri çat çat söylemekten çekinmedi.

-Terim; “Futbol ancak böyle yönetilirse düzlüğe çıkarız” mesajı vererek direktörlük sıfatından daha öte mesajlar verdi.

HEMEN ÇIKAN KOMPLO TEORİLERİ

Son aylarda yaşanan tüm önemli kararlar TFF’den değil, Kulüpler Birliği’nden çıkıyor. Hüsnü Güreli’nin önderliğinde kurulan finansal denetleme komitesi de, Cumhurbaşkanı ziyareti de bu kurumdan geldi. Alelacele yapılmış görüntüsü verilen; 11 kulübün katılabildiği bir toplantı sonucunda açıklanan yabancı sayısı kararı da Kulüpler Birliği’nden geldi. Bu gelişmeler ile birlikte Terim’in “Ya yapılacak ya yapılacak” damgası bir araya getirildi ve kulislerde 3 komplo teorisi ortaya çıktı:

1- Haziran sonunda Demirören gidecek, Göksel Gümüşdağ başkan olacak.

2– Demirören gidecek; Terim başkan olacak; Hüsnü Güreli’li bir yönetim kurulacak; Gümüşdağ da destek verecek.

3- Terim; Hollanda maçı mağlubiyetle biterse istifa edecek; mali krizdeki G.Saray’ın başına 14 yabancı hakkıyla geçecek. Kaliteli yerlinin yetişmediği ortamda bol yabancılı düzlemde G.Saray’da başarı arayacak.

Başa dön tuşu